28 Mart 2016 Pazartesi

Yağma, tehdit veya cebir kullanma ile hırsızlık suçlarının bir araya gelmesiyle oluşmuş bileşik bir suçtur

 YAĞMA
Ceza Genel Kurulu         2015/709 E.  ,  2016/33 K.

"İçtihat Metni"
Kararı veren
Yargıtay Dairesi         : 6. Ceza Dairesi
Mahkemesi     : Ağır Ceza


Sanık ... hakkında yağma ve silahla tehdit suçundan açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda silahla tehdit suçundan yağma suçunun unsuru olduğu gerekçesiyle hüküm kurulmasına yer olmadığına, yağma suçundan ise 5237 sayılı TCK'nun 149/1-a-d, 168/1-3, 62 ve 53. maddeleri uyarınca 4 yıl 4 ay 15 gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna ilişkin, Ağır Ceza Mahkemesince verilen 27.08.2010 gün ve 205-366 sayılı hükmün Cumhuriyet savcısı ve sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesince 31.03.2015 gün ve 1223-38958 sayı ile onanmasına karar verilmiş,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 10.07.2015 gün ve 234837 sayı ile;
“Mağdure 19.02.2009 tarihli kolluk ifadesinde '1 yıldır arkadaşı olan sanığın olay günü saat 09.00 sıralarında evinin zilini çaldığını kapıyı açtığında sanığın kendisine saldırarak 'evde kim var lan orospu öldürüceğim seni' diyerek elindeki silah kabzesiyle vurduğunu, kendisini savunmaya çalışırken elinde bulunan cep telefonunu zorla aldığını ve telefonu açmaya çalıştığını, bu sırada kendisinin aşağıya inerek kaçtığını ve polise giderek şikayetçi olduğunu, işyerine gittiğinde yine sanığın 'sana müsaade veriyorum bu şehri terket, etmezsen bu gece seni kesin öldürürüm' diyerek tehdit ettiğini' beyan ederek şikayetçi olmuştur.

27 Mart 2016 Pazar

Sahte fatura suçundan sorumlu kişi

359 FAİL
19. Ceza Dairesi         2015/2982 E.  ,  2015/8334 K.
"İçtihat Metni"
Tebliğname No           : 11 - 2012/198730
MAHKEMESİ : İstanbul 55. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 26/01/2012
NUMARASI      : 2008/998 (E) ve 2012/29 (K)
SUÇ     : 213 Sayılı Kanuna Aykırılık
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
I-Katılan kurum olan A.. V.. vekilinin temyiz itirazının incelenmesinde;
Suçtan doğrudan doğruya zarar görmediği ve bu nedenle davaya katılma hakkı bulunmadığı halde mahkemece kanuna aykırı gerekçeyle kamu davasına katılan olarak kabulünün, A.. V..' na bu niteliği ve dolayısıyla Kanun yoluna başvurmak hak ve yetkisini kazandırmadığı anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. ve 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddeleri uyarınca tebliğnameye aykırı olarak, TEMYİZ İSTEĞİNİN REDDİNE,
II-Sanıklar müdafiilerinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1-Tüzel kişilerde vergi kanunları yönünden sorumluluk 213 sayılı Kanun'un 10 ve 333. maddelerinde düzenlenmiş olup, 359 ile 360. maddelerde öngörülen cezaların, bu fiilleri işleyenler hakkında hükmolunacağı belirtilmiştir.
Tüzel kişilerin birden fazla kanuni temsilcisi olduğunda suç, eylem ve fikir birliği içinde işlenmemişse sorumluluk, cezanın şahsiliği ilkesine bağlı olarak temsil yetkisinin bölüşümündeki ağırlık ve sınırlar dikkate alınarak, suçun şekil sorumlusu yerine ayrıntısını bilen ve oluşumunda rolü olan temsilciye aittir.

26 Mart 2016 Cumartesi

Çek yasağı kararı Yargıtay kararları

Tüzel kişi adına çek düzenleyen kişiye çek düzenleme, çek hesabı açma yasağı konulamayacağı
Gerçek kişiye vekaleten çek düzenlenmesi
Sorumluluğun çek hesabı sahibinde olacağı

23 Mart 2016 Çarşamba

Hukuken hüküm ifade eden bir belge olması zorunluluğu

21. Ceza Dairesi         2015/7640 E.  ,  2016/2061 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ....Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Özel belgede sahtecilik

Gerekçeli karar başlığına sehven “2012” olarak yazılan suç tarihinin, suça konu kira sözleşmesinin Vergi Dairesine sunulduğu "10.08.2009" ve suça konu su abonelik sözleşmesinin imzalandığı "11.03.2010" tarihleri olarak mahallinde düzeltilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, 

Ancak;
1-Katılanlara ait dükkanı kiralayan sanığın, katılan ........in bilgisi ve rızası dışında yerine imza atmak suretiyle sahte olarak hazırladığı kira sözleşmesini 10.08.2009 tarih, 12720 sayılı işe başlama dilekçesi ekinde .... Vergi Dairesi'ne sunmaktan ve 11.03.2010 tarihinde katılan .... adına .... Belediye Başkanlığına başvurup, sahte su abone sözleşmesi hazırlamaktan ibaret fiilleri, her ne kadar zincirleme şekilde işlenmiş tek suç kabul edilerek, özel belgede sahtecilik suçundan mahkumiyet hükmü verilmiş ise de;
Özel belgede sahtecilik suçundan bahsedilebilmesi için, öncelikle bir özel belgenin sahte olarak düzenlenmesi veya gerçek bir özel belgenin başkalarını aldatacak şekilde değiştirilmesi ve kullanılmış olması gerekmektedir. Belge, yerleşik Yargıtay İçtahatlarında da belirtildiği üzere; "hukuki bir hüküm ifade eden, bir hakkın doğumuna, bir olayın kanıtlanmasına yarayan yazılar" dan oluşur. Belgenin oluşması için, bu yazıların "kağıt" üzerine yazılması ile başka bir "eşya" üzerine (örneğin ağaç, metal levha, araba vs.) yazılması arasında fark bulunmamaktadır.
Kullanılan belgenin, hukuki bir hüküm ifade etmemesi, bir hakkın doğumuna ya da bir olayın kanıtlanmasına yaramaması durumunda ise belgede sahtecilik suçları açısından "bir belgenin varlığından", dolayısıyla suçun "maddi unsurunun oluştuğundan" söz edilemez.